21 Şubat 2017 Salı

MİRAS

İçimde bir kuş uçuyor bugün..
Heyecanlı ,mutlu ve  huzurlu bir şekilde kanatlarını çırpıyor.
Gün daha bir aydınlık sanki
Ve memleket aydınlığa uyanıyor..
Kim bilir belkide olmasını istediğim ,hayal ettiğim düşüncelerimde yaşıyorum an itibariyle.
Hani derler ya ..
Cennette senin ... cehennemde senin beyninde diye..
Aslında şükür ettiğin her an yaşıyorsun cennetinde..
Daha önce ilkokula başlama yaşı olarak bahsetmiştim düşüncelerimizden..
İkna çabalarımız nihayet dün son buldu.
Bir çok mail aldım .
Okula başlamasını ben istiyormuşum gibi..
Oysa ben 5 yaşında kendi isteğiyle okula gitmiş ve bir gün olsun pişman olmamış biri olarak kararı kızımın verip sorumluluğunu almasını istedim.
Zorla benim kararımla okumamasını..
Lakin istediğim daha fazla çocukluğunun tadını çıkarmasıydı..
Konuşmalarımın özü ,onun heyecanını anlamaktı
Ben küçükken sorardım babama ..
Baba ne olayım diye ..
Babam bana doktor ol ,avukat ol ,öğretmen ol demedi bir gün olsun
Tek bir cevabı vardı ..ve o da..
Hatıra defterimde hala daha okuduğum İnsan ol yazısıydı..
İçime ilmek ilmek işlenen tek cümle İnsan oldu..
Ne demekti insan olmak ..
Biz zaten insan yaratılmadık mı yaradılış olarak..
Her geçen gün daha iyi anladım ki;
İnsan olmak, iki ayaklı olmak değil..
İnsan olmak, hayata sevgi ve saygı çerçevesinden bakabilmekmiş meğer..
İnsanı ,hayvanı,doğayı, her canlıyı sevip koruyabilmek ,hayatla sevginle mücadele etmekmiş.
Hem çok kolay ,hemde çok zormuş ..
İşte dostlar ..bende kızıma babamın ve kızımın babasının ,sevdiğim adamın söylediği gibi dileklerde bulunuyorum.
İnsan olmasını istiyorum.
Burada göstermiş olduğum etkinliklerin tek bir amacı var..
Oda birlikte güzel keyifli bir geçmiş ve  tarih yazabilmek..
Tarih demişken,ben hiç ders çalış diyen bir ailede büyümedim..
Evet yanlış duymadınız dersin yok mu diye bile bir cümle duymadım.
Pazar sohbetlerimiz vardı bizim .
Sohbette babamla annem tarihten siyasetten ,din kültürü ve ahlak bilgisinden,edebiyattan kısacası yaşamla ilgili ne varsa ondan söz ederlerdi..
Masa başında saatlerimiz geçer,birbirimizden bahseder,dertleşir ve öyle kalkardık..
Pazarlarımız çok özel vede güzel geçerdi.
Annem her akşam ,bugün neler öğretmek istersiniz bana ?!!diyerek bizim okulda ne varsa ,eteğimizdeki taşları dökülmemiz için bilmiyor taklidi yapardı.
Gerçekten mi diyerek şaşan annemiz ,bizim ona söylediğimiz herşeyi bilmesine rağmen,bizim onun karşısında bir öğretmen edasında anlatmamızı sağlardı.
Gün içerisinde öğretmenimizden ne görüyorsak bizde akşam öğretmenlik yapar evde gururlanırdık.
Benim ders notlarına bakan bir ailem hiç olmadı.
İnsani değerleri ilgilendiren bir kısım vardı .
İşte ailem hep o bölümü dikkate alırdı.
Ben okul hayatım boyunca öğretmenlerimle arkadaş gibi oldum.
Neden mi?
Bu huzur ve güven ailemin bana en güzel mirasıydı..
Miras, bana göre maddiyatla ölçülmeyecek kadar değerli geçmişte saklı..
Benimde tek amacım, bana emanet edilen bu mirası kızıma ulaştırmak ,o geçmişte tıpkı benim en kıymetlilerim annem ve babam gibi değerli olmayı istemektir.
Bana ileride baksın diye değil ..
Karşılık istediğim için değil..
Aynada yarısı bana, yarısı babasına ait yüzünden mutluluk duysun diye ..
Tıpkı benim gibi..
Binlerce şükür beni Yaradan..
Kalbimin, ruhumun ,bedenimin yarısı annem ve yarısı babam..
Ben Özgünden önce Çalışkan ailesine mensup olduğum için mutluluk duyuyor, aileme şükür ve dualarımı yolluyorum
Kızımında Özgün olmaktan mutlu olduğu zamanlar için sadece çabalıyor ve dua ediyorum.
Kısacası bu hayatta ,güven , özgürlük ve mutlulukla kanatlarını çırpmasını istiyorum.
Mirasımı.mutluluk sandığında aşk kilidiyle ona teslim etmek için insanlık çeyizi işlemeye çalışmak sadece benim ki..Hepsi bu..
Tüm arzum ve gayem bu hayatta..
Umarım, huzur sesi duyabilir ve gönül rahatlığı yaşayabiliriz  gökyüzüne birlikte ulaştığımızda..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder