10 Mayıs 2017 Çarşamba

FARK YARATMADAN BİRLİKTELİĞE..



Her yıl belli zamanlarda farkındalık yaratıp,unutmak olmamalı. .
Ya da şov malzemesi sonrası perde kapanınca ışıklar sönünce herkes dağılmamalı.
Empati kurmalı...
Ben küçük hanıma on sekiz aylıkken bir alışveriş merkezinde ağlarken ve tepinirken gösterdim ilk empati anahtarımızı...
Ben de aynı şekilde bağırıp ağlayınca ve tepinince herkes elbette başımıza toplandı.
Kızımız çok utanmıştı dostlar.
Çok küçük demeyin nolur.Anne karnında anlayan varlık dünyada nasıl anlamaz.Onlar bizlerden iyi anlıyorlar..
Velhasıl yaptığının aynısını yapmanın ne demek olduğunu o gün öğrenmeye başladı.Bunun gibi nice olay yaşadık aslında.
Ben çoğu zaman yüzümde aynayla gezmeye bayılıyorum diyebilirim.
Empati anahtarını çok sevme nededim..
Karşındakinin yerinde olabilme duygusu..
Bazen sanki başımıza birşey gelmezmiş gibi davranırız.
Gelmeyecek,bize uğramayacak..bize uzak bir gelecek gibi..
Oysa herşey insan oğlu içindir.
Bir saniyede dünya değişebilir.
Yerle bir olabilir.
Yürüyenler yürüyemez ,duyanlar duyamaz ,konuşanlar lal olabilir .
Ya da mucizeler gerçekleşebilir.
Kimbilir...
Burada bize düşen pay ,çocuklarımıza engelleri sevgi yoluyla aşılması gerektiğini öğretmektir.
Ben okullarda işaret dilinin öğretilmesi gerektiğine inanıyorum.
Sokaklarda engelleri aşabilecek yolların daha çok yapılmasını...
Eğitim en başta gelir elbette...
Düşene bile gülmeyen bir ailenin elinde büyümek dünyayı güzelleştirebilir
Dünyadaki tek engel aslında  sevgisizliktir.
Sevgiyle,ötekileştirmeden bu dünyayı sarıp sarmalamak gerekir.
Hep söylediğim yinelemekten bıkmadığım gibi ,dış değil iç görünüşe , etiketsizce bakabilmek bize cenneti yaşatabilir.
Karşındaki dostunu farklı görmek değil ,sen aynaya baktığında farkında olabilirsen kendinden yaptığın yanlışlardan ve bir görebilir,incitmezsen,çocuğunada bunu öğretebilirsen  işte o zaman kalmaz mesele..
Dünyada iletişim kurabilmek yaşayabilmek adına engellerin aşılması dileğiyle..
Engelleri yıkmak için haydi elele..
Sadece 10-16 mayıs değil..
 Bir ömür FARK YARATMADAN birlikteliğe..

3 Mayıs 2017 Çarşamba

ANNE BENİ SEVİYORSAN BABAMI İKİNCİ PLANA ATMA!BEN BİREYİM UNUTMA!

Çoğu zaman doğum bir kenara ,daha hamile kaldığımız andan itibaren çocuğun yatak odası alınmaya başlanır.Hayaller kurulur,o gelmeden düzen oluşturayım derdine düşülür..
Düşülür de ..Çocuk doğduğunda evin düzeni de tamamen değişerek (duyduğum) baba salonda ,anne bebeğiyle olmaya koyulur.
Baba ikinci plana atılan ailelerde gitgide aradaki aşk ta huzurda bozulur..
Çocuk için evlilik moduna girmeye doğru yol alınır.
Bu sorular genelde anneler arasında sorulur..
Aynı yatakta mı yatıyorsunuz?
Yatağını ne zaman ayırdınız?
Ne gibi sorunlar yaşadınız?
Hatta bazı anneler ,çocuklarına kıyamadıklarını anlatmaya başlarlar.
Çocukla bağlı değil bağımlı olmak ..
Aslında farkında olunmadan çocuğa en çok zararı vermekten söz etmek gerekiyor bu noktada.
Bir çocuk düşünün ..
Hep anne kokusuyla uyuyan ve bir gün hayır artık birlikte yatmayacağız denildiğinde hayal kırıklığı yaşayan,birden kopamayan ve daha kopamamışken anaokulu yada kreşe yollanan..
Sonrası mı..?
Ağlama krizleri..!
Sinir nöbetleri..!
Ve yavaş yavaş çıldıran anne..!
Sevgisizliğe ,ilgisizliğe,ikinci planda olmaya ,napalım çocuğumuz var Allah sağlık versin de diyerek alışmaya çalışan bir baba..!
Evde rutin bir hayat..!
Sonra evlilik aşkı öldürüyor diyerek yakınmalar..
Kendini salan ,değişime saçlarıyla başa çıkamadığı için kestiren,süt yapar bahanesiyle aslında sevgi eksikliğiyle kendini yemeğe vuran ,uykusuz bitkin halsiz bir anne..
Gelin böyle olmayalım..
İlk ilmiği yanlış atmayalım..
Atmayalım ki ,ürünü temiz sağlıklı güzel ortaya çıkaralım.
Öncelikle anne oldum diyerek aynaya baktığımızda değişmemiş bir ben olalım..
Ne dersiniz?
Biz kadınlar istersek her şeyi yaparız unutmayalım.
Daha sonra,eve sevdamız bebeğimiz geldi diyerek ,aşık olduğumuz ,o sevdayı bize veren vesilemiz sevdiğimiz adamı salona atmayalım..
İkinci planda tutmayalım.
Unutmamalı ki,aradaki o bağın yıllar içerisinde kopmasına izin verirsek ,çocuğumuzu da mutsuzluğa sürüklemiş oluruz.
Lütfen aşkımızı unutmayalım..
Bağlı anne olmak için yavrumuzla yatmaya gerek olmadığını bilip,bağımlı hallerden kendimizi sıyıralım.
Dokuz ay karnında taşıyıp ,heryere onunla gitmeye alışsak ta dünyaya gelen varlığımızın bizden bağımsız birey olduğunu öncelikle anlayalım.
Bahaneler bulmak yerine ,çözümler bulalım.
Evet dostlar.
Hep soruluyor bana ..
Çocuğunuzla hiç yatmadınız mı?
Cevabım net..
HAYIR.
Aynı yatakta yatmama nedenim aslında ileride onu bağımlı hale getirip ,kopmak istemediğim içindi.
Kendime engel oldum.
Kuzumu gün içerisinde severken,babamıza akşamları şu mesajı vermek istedim.
Kızımız dünyaya geldi .
Evet onu çok seviyorum  ama ikinci plana itilmedin.
Hatta seni daha çok sevdiğimi bilmeni isterim ki,kızımız bağımızı koparacak değil, bağımızı güçlendirecek ,bizi hatta daha çok birbirimize bağlayacak olan ilmiğimiz.
Kendime daha çok baktım..
Az uyudum ama tek başıma başarmanın mutluğuyla daha çok uğraştım..
Benim yanımda ne annem ne kayınvalidem olamadı.
Zira bir başka şehirde ,ben ve babası bir  başımıza büyüttük kızımızı..
20 günlükken tatile gittim..
Sezeryanlı bir doğum yapmama rağmen ,ölümden dönmeme rağmen hastayım psikolojisine girmedim.Ve hasta olarak evde gezmedim.
Benim eşim herşeye rağmen evlense de benimle, şunu aklımdan hiç çıkarmadım dostlar.Unutmamalı ki,erkekler hastalıklı insan pek sevmezler .Ağlanan kadınları,güçsüz aciz olanları istemezler..Size aşık olduğu zamanları düşünün.Süslü ,bakımlı,güçlüydünüz.Hatta peşinizden koştu belki de ..Öyleyse o durumunuzu göz önünde hep bulundurunuz.
Velhasıl çocuklu anneyim ,doğum yaptım ruhundan arınarak ve çocuğumdan başka eşimde var diyerek bu işe başlayalım.
Gün içerisinde çocukla oynayalım,konuşalım..Anlatalım..Anne karnında anlayan varlıkların bizleri anlayabildiğini unutmayalım.
Ama aynı yatakta yatmak..Bu çocuğumuzu bağımlı hale getirirken,evliliğimize zarar vereceğini de unutmayalım.
1 aylıkken odamızı ayırdık biz dostlar..
Burada anne olarak çok emek vereceğimiz bilinciyle uykusuzluğa talim yaparken,eşimizden ve kendimizden bir parçanın psikolojisini düşündüğümüz için yaptığımız bilinciyle kendi psikolojimizi rahatlatalım.
İnanın ileride yaşayacağınız ağlama nöbetlerinin önüne geçmiş olacaksınız.
Bir çocuk huzurlu evde büyür.Tükenmişlik sendromu yaşamadan çocuğumuzu büyütmenin en sağlıklı yolu, vücudumuzdan ayrıldığı bilincini kendimize telkin edebilmektir.
Ben her gece onu nasıl beklediğimizi ,onu nasıl sevdiğimizi anlattım.
Sakin ve uyumlu bir çocuk olmasının ön koşulu ,sakin bir evlilikten geçerken,onunla iletişim kurabilmemiz olacaktır.
Benim kızım biberon yada emzik kullanmadı dostlar..
2 yaşına kadar anne sütü verebildim çok şükür ama önce Yaradanın sayesinde fakat daha sonra psikolojik kendinizi eşinizin sevgisinden uzaklaştırıp ,çocuğunuzu severken kul köle olmamızda yatar.
Çünkü annenin damarları bir süre sonra gerilmeye başlar.Gerginlik sütünüzü kesmeye,bir süre sonra mutsuz olmanıza yol açar.
Benim yanımda olan dostlar bilir.Ben çok iyi anneyim yada eşim demiyorum ama..
Dengeleri kurmak için çabalayan biriyim.
Öncelikle çocuğumu mutlu etmek için kendini unutmayan biriyim.
Hem tekrar üniversite okuyup ,ardından formasyon alan bu arada kurslara seminerlere giden ,bir şehirde sadece eşimle birlikte çocuk büyütmeye çalışan biri olarak söylemeliyim ki,eşinizin hiç bir hissiyatı gelişmeden bu senin çocuğun diye kucağına verdiğiniz varlığa severek bakması için ,eşinizi ikinci plana atmamanız olacaktır.Ben bütün gün ev işi ,çocuk didiniyorum demek yerine ,kendiniz o varlığa sahip olmak için ettiğiniz duaları hatırlamanız ,şükür duygunuzu ön plana çıkarırken,dengeleri iyi kurup,çocuğunuzu sevmenin ispatı ,onu birey olarak,sizden bağımsız yetiştirmek için uğraşmanız olacaktır.
Evet dostlar..
Tek yapmamız gereken ,kendi psikolojik duygumuzdan kopmamız olacaktır.
Çocuğu sevmek aynı odada ,aynı yatakta yatmak demek değildir.
Çocuğu sevmek onun bireyliğini kabul etmek,çocuğun ise bunu farketmesi için çabalarken ,ona mutlu anne baba sunabilmektir.
Bir çoğumuz saçımı süpürge ettim moduna girerken,ileride fedakarlıklar yapılan çocuklar şunu diyebiliyorlar.
YAPMASAYDIN.
Hiç bir çocuk 20 yaşına gelene kadar anne ile uyumaz ..
Unutmayın .
Gün gelir tek başınıza kalmamanız için, şu cümleyi duyun ..
Emin olun çocuklar mutsuzlaşacak yuvada büyümek yerine sizlere bu cümleyi söylemek isteyeceklerdir.
Anne ben doğdum diye babamı ikinci plana atma..
Bunu dememeleri için...
Çocuğunuzun mutlu olması için ,kendi mutluluklarınızı ertelemeyin.
Aşkla dolu bir yuvada tükenmemişlik ruhuyla kalmamız ,
Ve çocuklarımızı bağımlı değil öz güvenli yetiştirebilmemiz umuduyla...
Bu ego yada otorite düşkünlüğü değil ..
Onun bir birey olduğunu hatırla ve unutma..
Sağlıcakla.

.



2 Mayıs 2017 Salı

DOĞDUĞUN GÜN KUTLU ÖMRÜN MUTLU OLSUN SEVDA MELEĞİM..

Kaç gündür sana yazacaklarım var benim minik yüzlüm..
Fakat seninle olmaktan daha mutlu olduğum için bir türlü sana hatıra kalması için yazdığım bu sayfaya dahi girmedim.
Sen benim ömrüm..
Sen benim ruhumsun..
Aydınlığım..
Güneşim..
En büyük servetim..
Yaşama sevincimsin..
Sen benim sevda masalım..
Varlığım..
İyi ki varsın dediğim huzurumsun..
İyi ki varsın..
Senin ilk kurduğun cümle.
Bitanem..
Sana her zaman anlattığım ,dinlemekten bıkmadığın aşk masalımızı anlatmayacağım ..
Ama..
Bir gün ben olmazsam yanında..
Aç bak bu satırlara..
Ve düşün ki seni nasıl seviyoruz babanla..
Eğer yalnız hissedersen kendini bu dünya da ..
Önce Yaradanı düşün ..
Ve sonra kapa gözlerini ve seninle olduğumuz zamanlara yolculuk edip yanında olduğumuzu hisset..
Benim küçük sevgilim..
Her saniye şükür sebebim..
Bu günlerde yaptığımız her faaliyeti bilmeni isterim ki..
Büyük insan ol diyerek yapmıyorum bebeğim..
Ben senin benim babamın dediği gibi insan olman için yapıyorum..
Ne olmak istersen hayatında o mesleği seçmeni,sadece gülümsemeni ve insanlık kavramını bilmeni istediğim için..
Seni sevdiğim için..
Seninle olmaktan mutluluk duyduğum ..
Beni bu dünyadan alıp cennet kokunla huzura eriştirdiğin için..
Velhasıl demem o ki,
Bir gün ne olayım diye soracaksan bana ..
Sorma..
Aç bak sayfana..
Tıpkı benim okuduğum gibi hatıra  sayfalarımda..
İnsan ol meleğim..
Bir karıncayı bile incitme ..
Lakin sana ailene ve sınırlarına giren kim olursa ..
Sakın düşünme..
Korkma..
Hiç bir zaman yılma..
Pes etme..
Ruhunu maneviyat dışında maddiyata verme..
Bugün doğum gününü manevi olarak kutlama nedenimiz.
Maneviyatı maddiyattan önce tut elinde..
Sevmeyi sevilmeyi hisset gönlünde..
Seni manevi olarak hatırlamaları için fırsat ver seni sevenlere..
Ve mutlu ol.
Hediyeyle partiyle değil sadece sevgiyle..
Sevgiyi ölçme yada senin kalbini satın almalarına izin verme..
Bir anne olarak istediğim..
Ve hayatın için dileğim...
Gerçek sevgiyi bulman meleğim...
Tıpkı ben ve baban gibi..
Biz sebepsizce ,nedensizce ,karşılıksızca sevdik ve hep birbirimize destek verdik .
Sen çok isteyerek dualarla dünyaya gelmiş biri olarak ,isteğim Allah'tan şu ki,ömrün boyunca mutlu olup dünyaya neşe saçasın.
Sen iyiliğin gölgesi,kötülüğün karşısında duran düşmanı olasın..
Sen adalet timsali,merhametin ismi olasın..
Adın gibi iyi temiz kalpli bir kadın ..
Dünyayı karanlıkta aydınlatan parlak ay olasın..,
Pamuğum..
Seni çok sevdiğimizi hiç bir zaman unutmayasın..
Ve sen ilk kurduğun cümle gibi İYİ Kİ VARSIN..
Doğduğun gün kutlu ve ömrün mutlu olsun sevda meleğim.


Seni çok ama çok seviyoruz..